Tunceli’nin Pülümür ilçesinde 9 Aralık’ta meydana gelen 4,2 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki aktif fay hatlarına ilişkin riskleri ve olası senaryoları yeniden tartışmaya açtı. Sarsıntının ardından gözler, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın doğu ucundaki Yedisu segmentine çevrilirken uzmanlar, bölgede uzun süredir büyük bir kırılma yaşanmamasının ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor.

Munzur Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Mekanik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Polat, son depremin konum itibarıyla Yedisu fayıyla ilişkili bölgede meydana geldiğini belirterek, bu fayın tarihsel deprem periyodunu doldurduğunu ifade etti.

Polat, Yedisu fayındaki enerji birikimi nedeniyle Tunceli, Elazığ, Bingöl, Muş, Erzincan, ve Erzurum'un ciddi olarak etkileneceği, güçlü bir depremin mümkün olduğunu, ayrıca Tunceli'nin yalnızca Yedisu değil Ovacık ve Nazımiye faylarının durumu nedeniyle de çoklu kırılma ihtimalinin olduğunu ve bu sebeple oldukça kritik bir konumda bulunduğunu vurguladı.

"YEDİSU FAYININ HER İKİ UCUNDA CİDDİ BİR ENERJİ BİRİKMESİ MEYDANA GELMİŞ DURUMDA"

Doç. Dr. Alper Polat, "Deprem, Kuzey Anadolu fay hattının doğu ucunda yani Yedisu fay hattının olduğu bölgede meydana geldi. Yedisu fayı bizi endişelendiren faylardan bir tanesidir. 6 Şubat depremlerinde Doğu Anadolu fayının çok büyük bir kısmı kırılmıştı. Öncesinde de Elazığ ve Bingöl depremiyle bu bölgedeki fayın belli bölümleri kırılmıştı ancak Yedisu fayı bölgesi yani yaklaşık 75 kilometre uzunluğundaki bölgede bir kırılma meydana gelmedi.

Şehit Emre Albayrak'ın katilinin ailesine operasyon! 5 kişi tutuklandı
Şehit Emre Albayrak'ın katilinin ailesine operasyon! 5 kişi tutuklandı
İçeriği Görüntüle

Öte yandan Kuzey Anadolu fayında da Erzincan bölgesinde kırılma meydana gelmişti, tam birleşim noktasında. Yedisu fayının her iki ucunda ciddi bir enerji birikmesi meydana gelmiş durumda. Bu fay üzerinde en son büyük deprem 1784 yılında meydana gelmiş. Fayın deprem periyodunun da ortalama 200-250 yıl arasında olduğu biliniyor.

Dolayısıyla 1784'ten günümüze 240 yıl geçmiş ve fayın ömrü bilimsel olarak tamamlanmış durumda. Her iki uçtan da ciddi enerji birikimleri de meydana geldiği için bu fayın büyük bir deprem oluşturma riski çok yüksek" diye konuştu.

"AYNI ANDA 3 FAYIN KIRILMASI DURUMUNDA EN AZ 7,5 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM BEKLENİYOR"

Yedisu fayının kırılmasıyla Ovacık ve Nazımiye faylarının da harekete geçme ihtimalinin yüksek olduğunu ve bölgede ciddi bir yıkıma sebep olabileceğini belirten Doç. Dr. Polat, "Burada yapılması gereken şey, o bölgede yaşayan insanların ve ilgili kamu kurumlarının ellerini daha çabuk tutup gerekli önlemleri alması. Bu fay kırıldığı takdirde yaklaşık 6 ilimizin ciddi şekilde etkileneceğini düşünüyoruz.

Bunlar; Bingöl, Tunceli, Erzincan, Erzurum'un bir bölümü, Muş ve Elazığ. Tunceli için farklı senaryolar söz konusu çünkü sadece Yedisu fay hattının kırılmasıyla ilimiz elbette etkilenecektir ancak, Yedisu fayı gibi Ovacık ve Nazımiye fayları da periyodik ömrünü doldurmuş durumda. Bizim endişemiz, Yedisu fayıyla beraber diğer fayların da birlikte kırılması.

Bu durum yaşanırsa ilimizde beklenenden daha yüksek büyüklükte bir deprem olma ihtimali oldukça yüksek. Aynı anda 3 fayın kırılması durumunda en az 7,5 büyüklüğünde bir deprem bekleniyor. Bu konuda çalışan hocalarımızın da ortak görüşü bu şekilde" şeklinde konuştu.