Olay, 2 Mart gecesi Muratpaşa ilçesi Yüksekalan Mahallesi Ali Çetinkaya Caddesi'nde meydana geldi. Muratpaşa 5 No'lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu'nda görevli paramedik Hamit Aras, ramazan ayının ilk sahurunu bir arkadaşıyla yaptı. Arkadaşının 'Bende kal' teklifini kabul etmeyip, evine dönmek üzere yola çıkan Aras, taksiyle Doğu Garajı bölgesine geldi. Aras, evine yaklaşık 150 metre kala araçtan inip yürümeye başladı. Savaş İncioğulları (20), İsmail S. (16), Gökhan A. (17) ve Muhammet E.K. (17), Hamit Aras'ın yolunu kesip sigara istedi. Aras, sigara kullanmadığını söyledi. Bu cevabın ardından sağlıkçıya saldıran grup, başına vurup yere düşürdü. Başını kaldırıma çarpan Aras, bilincini kaybetti. Sırt çantasını gasbedip cep telefonunu alan şüpheliler, ardından çantayı yakıp olay yerinden kaçtı.

İhbarla bölgeye sevk edilen sağlık ekibi, meslektaşları Hamit Aras'a ilk müdahalede bulundu. Aras'ın duran kalbi yeniden çalıştırıldı. Önce özel hastaneye kaldırılan Aras, ardından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Yoğun bakımda tedaviye alınan Aras, 3 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Paramedik Hamit Aras'ın cenazesi, memleketi Kaş'ın Kınık Mahallesi'nde toprağa verildi.

20 Yıl Hapisle Aranan Hükümlü Fatih'teki Operasyonda Yakalandı
20 Yıl Hapisle Aranan Hükümlü Fatih'teki Operasyonda Yakalandı
İçeriği Görüntüle

2 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

Cinayet Büro Amirliği'ne bağlı ekiplerin kısa sürede yakaladığı İsmail S., Gökhan A., Savaş İncioğulları ve Muhammet E.K., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Muhammet E.K. ile Savaş İncioğulları tutuklandı, İsmail S. ve Gökhan A. adli kontrolle serbest bırakıldı.

SANIK İLK KEZ HAKİM KARŞISINDA

Savaş İncioğulları 'Kasten öldürme' ve 'Yağma' suçuyla Antalya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Taraf avukatları ile maktul Aras'ın meslektaşları, mahkeme salonunda hazır bulundu. Diğer 3 sanığın yargılamaları ise Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak.

SANIK, SUÇLAMAYI REDDETTİ

Sanık Savaş İncioğulları, savunmasında, "Ben kimseyi öldürmedim, maktule şahsi bir temasım olmadı. Olay günü arkadaşlarım Muhammet E.K., Gökhan A. ve İsmail S. ile birlikteydik. Hamit Aras, bize doğru geliyordu. Muhammet ile Hamit arasında bir konuşma geçti. Muhammet, maktulden sigara istedi. Ben de onların yanına gittim. Hamit yere düşünce onu yan çevirdim. Yerde bir telefon vardı, almak istedim. Telefonu Gökhan'a verdim, o da geri gönderdi. Aralarında geçen tartışmanın detaylarını bilmiyorum. Çantayı Muhammet aldı, açtığında içindekiler yere dökülmüştü. Ben de çantaya dokundum. Parmak izimin çıkacağını düşündüğüm için çantayı deodorant gazıyla yaktım. Telefonu ise uyuşturucunun etkisiyle aldım. Gökhan ve İsmail, olay sırasında bizden biraz uzaktaydı. Ben maktule 'Niye bakıyorsun' demedim. İlk ifademde telefonu Muhammet'in aldığını söylemiştim, ancak gerçekte ben aldım. O anki panikle kaçtık. Diğer 2 arkadaşım ise ambulans gelene kadar Hamit'in yanında bekledi" dedi.

SANIĞIN ÇELİŞKİLİ BEYANLARI

Sanık, emniyet ve savcılıkta verdiği ifadelerde 'Senin kafanda güzel, benimki de güzel' şeklinde maktulle konuştuğunu belirtmesine rağmen, duruşmada bu diyaloğun hiç yaşanmadığını öne sürdü. Bunun üzerine mahkeme başkanı, ifadeler arasındaki çelişkiye dikkati çekerek, konuşma geçip geçmediğini sordu. Sanık, bu sorunun ardından maktulle konuştuğunu kabul etti.

ÖMÜR BOYU HAPİS YATSINLAR

Anne Şükriye Tavşan ise duruşmada şunları söyledi: "Benim çocuğumu yere düşürdükten sonra 4 kişi vurmuş. Kamera kayıtları da ortada. Böyle insanların dışarıda dolaşmasını istemiyorum. Çocuğumu benden aldılar, şimdi onun fotoğraflarıyla yaşıyorum. Sanığın söylediği her şey yalan. Önce eşimi ardından oğlumu kaybettim. Oğlum öyle terbiyeli bir çocuktu ki birine küfretmeyi bile bilmezdi. Kucağımda büyüttüm onu. Adliye nedir bilmezdik, şimdi kendimi burada buluyorum. Bana o bakıyordu, arkamda dağ gibi duruyordu. Şimdi benimle kim ilgilenecek, derdime kim koşacak? Diğer sanıklar nerede? Diğer 3 çocuğun da yargılanmasını istiyorum. Her gün oğlumun toprağına kapanıyorum. Onları asla affetmeyeceğim, ömür boyu hapis yatsınlar." Müşteki avukatı Kerem Polat ise "Maktulü birlikte kuşatarak savunmasız hale getirmeleri, sanık Muhammet E.K.'nin bu durumdan yararlanıp saldırıda bulunması ve ardından eşyalarının alınması; tüm bu olaylar, suçun iştirak halinde işlendiğini açıkça göstermektedir" diye konuştu.

ÇOCUKLAR GERÇEĞİ ANLATMADI

Olay yerine ambulansı çağırdığı belirlenen tanık Hakan Gök, "Kaleiçi'nden geliyordum. Yürürken 2 genç gördüm. Yerde yaralı bir adam vardı ve benden ambulans çağırmamı istediler. Kısa süre sonra sağlık ve polis ekipleri geldi. Olay yerindeki çocuklar, yaralıyla sadece karşılaştıklarını söyleyerek gerçeği anlatmadı. Maktulün üzerinde beyaz bir kazak vardı, ağzından kan geliyordu. Sağlık görevlisi yaralıyı görünce bağırmaya başladı, ben de akrabası sandım. Ardından müdahale ettiler ve yaralıyı hastaneye kaldırdılar" dedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan diğer 3 sanığın dosyalarının 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi ile birleştirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

EN ÜST SINIRDAN CEZA ALARAK MAHKUM EDİLECEKLERİ KANAATİNDEYİZ

Duruşma sonrası açıklama yapan müşteki avukatı Kerem Polat, "Bu mahkemede sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bu önemli bir detay bizim için. Biz, kasten öldürme ve yağma suçlarının da en üst sınırdan ceza alarak mahkum edilecekleri kanaatindeyiz. Diğer sanıklar, Türk Ceza Kanunu gereği 18 yaşını tamamlamadıkları için Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Burada olayla ilgili fiili bir bağlantı olduğu için biz o dosyanın da 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davamızla birleşeceği kanaatindeyiz. Zaten her 2 mahkemede bu konuda uzlaştı" diye konuştu.

OĞLUMUN CANI İÇİN SONUNA KADAR DAVACIYIM

Sanıkların en ağır şekilde yargılanmasını isteyen Şükriye Tavşan ise "Benim çocuğum tek çocuk. Babası vefat etmişti. Arkasından oğlum vefat etti. Bu pisliklerin kurbanı oldu. Oğlumun bütün arkadaşları toplandı. Hepimiz gözyaşı döktük. Oğlumun canı için sonuna kadar davacıyım. Ben oğlumu unutamam. Evim oğlumun fotoğraflarıyla kaplı. Her gün ağlıyorum. Ben acılı anneyim. Adaletin yerini bulmasını istiyorum" dedi.