Denizli'de sondaj çalışması sırasında patlama! Hidrojen sülfür gazı çevreye yayıldı Denizli'de sondaj çalışması sırasında patlama! Hidrojen sülfür gazı çevreye yayıldı

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, son dönemdeki yargı kararlarının ardından İzmir Adliyesi önünde iki kez Adalet Nöbeti gerçekleştirdi. Adalet Nöbetlerinin ardından bugün de adalet için yürüyüş yapıldı. Sümerbank önünde toplanan İzmirliler, Cumhuriyet Meydanı'na adalet, temel hak ve özgürlükler için yürüdü

Gerçekleştirilen 'adalet' yürüyüşüne İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de katıldı. Soyer, "Bu güzelim topraklarda demokrasinin layık olduğu şekilde yaşandığı, insanların huzur içinde yaşadığı bir memleketi hep beraber kuracağız" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de bugüne kadar daha yaşanabilir bir düzen için mücadele ettiklerini vurgulayan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, "Ülkemiz hep, yargının yürütme tarafından tahakküm altına alındığı, evrensel hukuk ilkelerinin göz ardı edildiği, insan hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığı bir ülke olageldi. Bizler, hep birlikte böyle bir ülkede, güce boyun eğmeyi reddedip daha güzel, daha yaşanabilir bir düzen için mücadele ettik, ediyoruz. Bizler, Anayasa’da yer alan 'Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.' cümlesini kitaba sıkışmış, soyut bir ifade olmaktan çıkarıp bir gerçeğe, güçlü ve vazgeçilmez bir gerçeğe dönüştürmeyi hedefliyoruz" dedi.

YARGI TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ DEĞİL

Yılmaz, "İzmir’in, Türkiye’nin hak savunucuları olarak, muktedirlerin haklara ve özgürlüklere yönelik saldırıları karşısında, yılmadan, boyun eğmeden barışı, demokrasiyi, hukuk devletini savunduk. Bundan hiç vazgeçmedik. Artık hukuk devletinden, tarafsız ve bağımsız bir yargıdan bahsetmek mümkün değil. Yaşanan süreç, tam anlamıyla bir yargı darbesidir" diye konuştu.

Yaşanan hukuksuzluklara karşı sessiz kalmayacaklarını belirten Yılmaz, şunları dile getirdi:

"Laik cumhuriyetin tüm kurum ve kurallarını yok etmenize, eğitimin ve öğrencilerin barınmalarının tarikatlere, cemaatlere bırakılmasına, ÇEDES projesiyle okullara imam ve vaiz atanmasına, cumhuriyet değerlerine ve ilkelerine karşı saldırılarınıza sessiz kalacağımızı düşünüyorsunuz. İzin vermeyceğiz. Bizler, Aladağlar’da tarikat yurdunda yanarak ölen çocuklarımızın, Soma’da, Ermenek’te, Bartın’da iş cinayetlerinde katledilen maden emekçilerinin, Gezi’nin ve Gezi direnişçilerinin, katledilen Emine Bulut’un, Özgecan Aslan’ın, Ebru Gültekin’in ve öldürülen yüzlerce kadının, LGBT bireylerin acılarının hesabını soruyoruz. Bizler, halkın avukatlığını yapan Selçuk Kozağaçlı’nın, Dört Ayaklı Minarenin önünde katledilen barışın sesi Tahir Elçi’nin, kentlerimizin yağmalanmaması için mücadele eden Can Atalay’ın, Mücella Yapıcı’nın ve Tayfun Kahraman’ın dostlarıyız."