Mevsimsel alerjiler, bağışıklık sisteminin zararsız çevresel maddeleri tehlikeli bir patojen olarak yanlış algılaması sonucunda ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Bu yanlış tanıma karşılık olarak insan vücudu, histaminler, lökotrienler ve prostaglandinler gibi çeşitli bileşikleri salgılamakta ve bu durum hapşırma, öksürme, burun akıntısı, gözlerin sulanması, burun tıkanıklığı ve yorgunluk gibi rahatsız edici semptomların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Amerikan yetişkinlerinin yaklaşık yüzde sekizinde sıklıkla görülen bu durum, özellikle belirli mevsimler boyunca yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir.
Yabani ot poleni: yaz sonu ve sonbahar alerjilerinin başlıca sorumlusu
Polen, bitkilerin üreme döneminde ürettiği ve havada asılı duran ince toz halinde bir maddedir. Bitkilerin erkek üreme organları, çiçeklerin erkek kısımları ve kozalaklı ağaçların erkek kozalakları bu mikroskobik taneleri çevreye salarlar. Rüzgar, böcekler ve diğer hayvanlar tarafından dişi yumurtalığa taşınan bu polen, havada asılı kaldığında, ona alerjisi olan insanların burun geçitlerinde sıkışarak burunda ve gözlerde iltihaplanma ve tahrişe neden olmaktadır.
Yabani ot poleni, yaz sonu ve erken sonbahar dönemlerinde mevsimsel alerjilerin birincil suçlusudur. Amerika Astım ve Alerji Vakfı'nın araştırmalarına göre, alerjik semptomlara neden olan yaygın yabani otlar arasında yanan çalı, pitrak, kuzu kulağı, pelin, domuz otu, Rus dikeni, yavşan otu ve deve dikeni yer almaktadır. Ancak bu bitkilerin içinde ambrozya (Ambrosia artemisiifolia) olarak bilinen tür, alerjik reaksiyonların en sık tetikleyicisi olarak öne çıkmaktadır.
Alerji ve Astım Ağı'nın raporlarına göre, ambrozya poleni alerjisi Amerika Birleşik Devletleri'nde mevsimsel alerjik rinitin en önemli nedenlerinden biridir. Bu bitkiler Amerika'nın neredeyse her bölgesinde bulunmakla birlikte, özellikle Doğu ve Ortabatı bölgelerinde yoğun şekilde yayılmıştır. Ağustos ayının başından Kasım ayına kadar tozlaşan ambrozya bitkileri, en yoğun aktivitesini Eylül ortası ve Ekim ayında göstermektedir. Dikkat çekici bir şekilde, tek bir ambrozya bitkisi yüzlerce mil mesafeye ulaşabilen bir milyara kadar polen tanesi üretebilmektedir. Tipik saman nezlesi semptomlarına ek olarak, ambrozya poleni kabarcıklı bir döküntüye neden olabilir veya mevcut astım durumunda ciddi bir alevlenmeyi tetikleyebilir.
Çim poleni: Kuzey Amerika'da Nisan'dan Haziran'a kadar devam eden alerji sezonu
Çim poleni, yabani ot poleni gibi hafif bir yapıya sahip olduğu için havada kolayca dolaşmakta ve geniş alanlara yayılmaktadır. Kuzey Amerika Birleşik Devletleri'nde çim poleni alerji sezonu öncelikle Nisan ayından Haziran ayına kadar sürmektedir. Ancak Güney bölgelerinde bazı çim türleri yıl boyunca alerjilere neden olabilmektedir, bu da bölgesel iklim farklılıklarının alerji sezonunu nasıl etkilediğini göstermektedir.
Yüzlercesi bulunan çim türlerinin sadece birkaçı alerji semptomlarına neden olmaktadır. Önemli bir nokta, bir çim türüne alerjiniz varsa, bu mutlaka diğer çim türlerine de alerjiniz olacağı anlamına gelmediğidir. Kuzey ABD'de saman nezlesini tetikleyebilecek yaygın çimenler arasında çayır sığırkuyruğu (Phleum pratense), Kentucky mavisi (Poa pratensis), çavdar (Lolium perenne) ve yumak (Festuca arundinacea) bulunmaktadır. Güney bölgesinde ise bahia (Paspalum notatum), Bermuda (Cynodon dactylon), kırkayak (Eremochloa ophiuroides), Johnson (Sorghum halepense), St. Augustine (Stenotaphrum secundatum) ve birden fazla Zoysia türü gibi çim türleri saman nezlesini tetiklemektedir. Bu çeşitlilik, bölgesel iklim koşullarının ve bitki türlerinin alerji sezonunun şiddetini ve süresini nasıl belirlediğini açıkça ortaya koymaktadır.
Ağaç poleni: Amerika'da her yıl ilk ortaya çıkan polen kaynağı
Ağaç poleni, Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl ortaya çıkan ilk polen türüdür ve bu nedenle erken bahar alerjilerinin başlıca sorumlusudur. Amerika Astım ve Alerji Vakfı'nın verilerine göre, bazı Güney eyaletlerinde ağaçlar Ocak ayı kadar erken dönemde polen üretmeye başlayabilirken, Kuzey bölgelerinde polen üretimi genellikle Nisan ayında başlamaktadır. Birçok ağaç türü Mayıs ayı boyunca polen üretmeye devam etmekte ve bu durum çim poleni sezonu ile örtüşerek alerjik bireylerin daha uzun bir süre boyunca semptom yaşamasına neden olmaktadır.
Alerji ve Astım Ağı'nın araştırmalarına göre, yaygın ağaç poleni alerjenleri arasında meşe, akçaağaç, huş, sedir, ardıç, dağ sediri (Juniperus ashei) ve Okaliptüs yer almaktadır. Dağ sediri, genellikle Teksas, Oklahoma ve diğer Güney eyaletlerinde Aralık ayında alerjilere neden olmakta ve bu fenomen 'Güneybatı sedir ateşi' veya 'Teksas sedir ateşi' olarak adlandırılmaktadır. Dağ sedirinin havaya saldığı polen miktarı o kadar fazladır ki, duman gibi görünen bir bulut oluşturmaktadır. Bu görsel fenomen, ağaç poleni alerjisinin ne kadar yaygın ve yoğun olabileceğini dramatik bir şekilde göstermektedir.
Küf ve mantar sporları: yaz ve sonbahar boyunca artan alerji riski
Küf, havaya küçük sporlar göndererek üreyen bir mantar türüdür ve sıcak, karanlık ve nemli ortamlarda gelişme göstermektedir. Küf iç mekanlarda yıl boyunca bulunabilmekle birlikte, Amerika Astım ve Alerji Vakfı'nın raporlarına göre, mantar sporlarından kaynaklanan alerji semptomları Temmuz ayından erken sonbahara kadar en yaygın şekilde görülmektedir. Bu mevsimsel yoğunlaşma, sıcaklık ve nem seviyelerinin mantar sporlarının yayılmasını ne kadar etkilediğini göstermektedir.
Birçok küf türü çürüyen kütükler ve düşmüş yapraklar üzerinde, kompost yığınlarında ve çimenler ile tahıllar üzerinde büyümektedir. Küf soğuk sıcaklıklarda ölmez; bunun yerine kış boyunca hareketsiz hale gelir ve ilkbaharda yeniden ortaya çıkmaktadır. İç mekanlarda, mantarlar banyolar, mutfaklar ve bodrumlar gibi nemli alanlarda büyüme eğilimindedir. Alerji semptomlarına neden olan yaygın küf türleri arasında Alternaria, Aspergillus, Cladosporium, Penicillium ve küf mantarı bulunmaktadır. Mantar veya maya içeren yiyecekler gibi gıda mantarları, tipik olarak burun, gözler ve akciğerlerde alerji semptomlarına neden olmamaktadır. Amerika Astım ve Alerji Vakfı'nın açıklamasına göre, gıda mantarlarına verilen tepkiler genellikle gıdanın kan damarları üzerindeki doğrudan etkisinden kaynaklanmaktadır.
Toz akarları: yıl boyunca ev içinde yaşayan mikroskobik alerjen kaynağı
Toz akarları, örümcekler, harvest akarları ve keneler ile aynı geniş taksonomik grup olan Arachnida sınıfına ait küçük sekiz bacaklı yaratıklardır. Tek bir gram tozda yüzlercesi yaşayabilen bu canlılar, halılar, döşemeli mobilyalar, yatak takımları, giysiler, yumuşak oyuncaklar ve evcil hayvan tüylerinde saklanma eğilimindedirler. Toz akarları 68 ila 77 derece Fahrenheit (20 ila 25 derece Celsius) sıcaklıklarda iyi yaşamakta ve kolayca çoğalmaktadırlar. Ayrıca yüzde 70 ila yüzde 80 nem seviyelerini tercih etmektedirler, bu da özellikle kapalı ve nemli ortamları ideal yaşam alanlarına dönüştürmektedir.
Amerika Astım ve Alerji Vakfı'nın verilerine göre, toz akarı alerjileri genellikle yılın daha soğuk aylarında ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde insanlar, toz akarların tercih ettiği sıcaklık aralığında iç mekanlarda daha fazla zaman geçirmektedirler. Sonuç olarak, kapalı ortamlarda toz akarlarına maruz kalma süresi ve sıklığı artmakta, bu da alerji semptomlarının şiddetlenmesine ve daha sık yaşanmasına neden olmaktadır. Mevsimsel alerjilerin bu beş ana kaynağı, bireylerin belirtilerini tanıması ve uygun önlemler alması açısından kritik öneme sahiptir.