Tuşba ilçesi Kalecik Mahallesi’nde, Urartu Dönemi’ne ait 1600 metrekarelik alana matematiksel düzenlemeyle yerleştirilmiş 2 bin 475 dikili taş, 25 mezar odası ve taş halkaların yer aldığı alan, tahribata uğradı. Definecilerin hedefi haline gelen nekropol alanda, mezar odalarının giriş kısımlarının kırıldığı, çevrede ise iş makineleriyle yapılan kaçak kazı izlerinin bulunduğu belirtildi.
Kentte 25 yıldır profesyonel tur rehberliği yapan Engin Pişkin (46), Kalecik’in Urartular için stratejik bir merkez olduğunu ifade ederek, “Burası Urartuların 3’üncü büyük kalesi olan Kalecik Kalesi’nin eteklerinde, onların en önemli nekropollerinden biri. Yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihten söz ediyoruz. Göbeklitepe'deki sır taşlar nasıl tarihin akışını değiştirdiyse, burada da aynı derecede önemli bulguların olduğuna inanıyoruz. Ancak alanda en ufak bir koruma tedbiri yok. Defineciler yer yer iş makineleriyle kazı yapmış. Bu alan birinci derece sit ve dünyada benzeri yok" dedi.

TURİZME KAZANDIRILMALI
Alanın Van için tarihsel ve kültürel açıdan değer taşıdığını belirten Pişkin, “Burası adeta Van’ın Göbeklitepe'si. Ancak tanıtıcı bir levha dahi yok. Tarlalar sürülmüş, mezar odaların bir kısmı tarlanın kenarında kalmış. Urartular için ölü gömme gelenekleri çok önemliydi. Bu gelenek, Selçuklu'dan Roma'ya kadar birçok medeniyette olduğu gibi burada da güçlü şekilde devam etmiş. Van Gölü Havzası, ölü gömme kültürünün merkezidir. Bu devasa alanın mutlaka korunması, incelenmesi ve turizme kazandırılması gerekiyor" diye konuştu.

MEZAR ODALARI YÜKSEK STATÜLÜ KİŞİLERE AİT
Daha önce bölgede sınırlı bilimsel çalışmalar yapıldığını ancak yeterli olmadığını da ifade eden Pişkin, “Van Gölü'nün güneyinde bulunuyoruz. Kuzeyde de Selçuklu Mezarlığı var. Aslında Van Gölü Havzası ölü gömme gelenekleri bakımından çok değerli ve çok kıymetlidir. Urartular Hazar Denizi’nden Musul’a, Malatya’dan Karadeniz’e uzanan geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş. Van ise bu büyük medeniyetin başkentiydi. Bu nedenle Kalecik’teki mezar odaları yüksek statülü kişilere aittir. Dikili taşların da incelenmesi ve bu alanın koruma altına alınması şart" ifadelerini kullandı.


