Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı'nın Teknik Destek Programı kapsamında geçtiğimiz günlerde imzalanan "Burdur Gölü Kuraklığa Dayanıklı Bitkilerde Ekolojik Restorasyon ve Toprak Rehabilitasyonu" projesi için analiz çalışmaları sürüyor.

Adıyaman'da silahlı kavga: 2’si ağır 5 yaralı
Adıyaman'da silahlı kavga: 2’si ağır 5 yaralı
İçeriği Görüntüle

Yetkililer, Burdur Gölü'nün kenarından geçerken görülen girdaplar ve toz sorununun projenin temel motivasyonu olduğunu dile getirdi. Hem Isparta Senir'de hem de Burdur'da büyük bir problem olan toz taşınımının insan sağlığını doğrudan etkileyen en önemli çevresel kirlilik mevzularından biri olduğu belirtiliyor.

Gölll-1

ANALİZ BAŞLADI

Projede rehabilitasyon çalışmalarına başlamadan önceki kritik adım olan analiz safhasına geçildi. Bu safhada toprak ve su kaynaklarının niteliğini belirlemek için 49 farklı numune alınarak analiz edilecek.

Toprak analizlerinde bünye (satürasyon), tuz, pH, kireç, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, organik madde, demir, mangan, çinko ve bakır gibi elementlerin yanı sıra ağır metal analizleri (Cd, Co, Cr, Pb, Ni) yapılacak. Su analizlerinde ise klorür, karbonat, bikarbonat, sülfat, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve bor gibi anyon ve katyonların yanı sıra bazı ağır metaller (As, Cr, Cu, Ni, Zn, Pb, Cd, Hg, Fe, Al ve Mn) incelenecek.

Gölllllll

HAVA KALİTESİ İYİLEŞECEK

Analiz sonuçlarına göre bilim insanları ve uzmanların katılımıyla bu ekolojik sahanın hangi bitkisel ürün deseni kullanılarak rehabilite edilebileceği belirlenecek. Uzun yıllardır göl çevresinde gözlenen toz taşınımı ve partikül kaynaklı hava kirliliği, yüzey stabilizasyonu ve bitkisel örtü rehabilitasyonu çalışmalarıyla önemli ölçüde azaltılacak. Böylece insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkiler giderilerek, bölgenin hava kalitesi iyileştirilecek.

Göllllllllll

Rehabilitasyonun bir diğer çıktısı olarak uzun süredir çorak ve boz görünümdeki kuruyan göl sahasının yeniden yeşil bir peyzaj karakterine kavuşturulması planlanıyor. Ekolojik sürdürülebilirlik açısından tuzluluğa ve kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin seçimiyle toprağın su tutma kapasitesi ve biyolojik çeşitliliği artırılacak, erozyon riski düşürülecek.