AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, bir sonraki AP Türkiye yıllık raporunun hazırlıkları kapsamında bilgi toplamak için Türkiye'ye ziyarette bulundu. 7 Aralık'a kadar Ankara ve İstanbul'da hükümet, siyasi partiler ve sivil toplum temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirmesi planlanan Nacho Sanchez Amor, Ankara'da basın mensuplarıyla bir araya geldi. Amor, cezaevindeki eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, Gezi davası hükümlüsü Can Atalay ve Osman Kavala'yı ziyaret edeceğini söyledi.

Fergio House'un Helikopter Paylaşımına İnceleme Başlatıldı
Fergio House'un Helikopter Paylaşımına İnceleme Başlatıldı
İçeriği Görüntüle

AB TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNİ DESTEKLİYOR

Amor, AB-Türkiye ilişkilerinin Türkiye açısından bir fırsat olduğunu vurgulayarak, "ABD'de Trump yönetimi, uluslararası ortamda ilişkilerde çeşitli sorunlara yol açtı. Dolayısıyla AB de genişleme ve ortaklık yapma arayışında. Bu tekrar beraber çalışmak için iyi bir zaman. 'Terörsüz Türkiye' süreci, toplumda, siyasi ortamda bir umut yaratıyor. Mevcut duruma baktığınız zaman demokratik standartlarla ilgili eleştiriler var. Terörle mücadele kolay değil. PKK'nın silah bırakıyor olması gerçekten iyi bir haber. Bu sürecin parlamento ve Meclis tarafından yürütülmesi çok iyi bir fikir. Siyasi partiler ortak açıklama hazırlayabiliyorlar. AB de tabi ki bu süreci destekliyor. Ancak bu konuya hiçbir şekilde müdahale edemeyiz. Bu süreç, bence Kürt kökenli Türk vatandaşların da haklarının güvenceye alınacağı bir süreç. Dolayısıyla Avrupa'dan en iyi dileklerle bu sürece destek vereceğiz" ifadelerini kullandı.

ISRARLA TÜRKİYE'NİN ADAY OLDUĞUNU SÖYLÜYORUM

AB olarak ‘Çifte standart’ gibi suçlamalarla karşılaştıklarını belirten Amor, "Fatih Altaylı konusuna bakacak olursak, bu da çifte standart uygulaması. Kendisi internette yaptığı bir yayında, söylemleri dışında fiziki bir saldırıda bulunmakla suçlanıyor. İnternetten fiziki olarak birine nasıl saldırabilirsiniz? Şu an DEM yerine CHP'ye baskı uygulanıyor. Belediye başkanları, il kongrelerinden tutun kurultaylara kadar müdahale altında. Bu çifte standartlara kendi raporumda da değineceğim. Ben her zaman ısrarla Türkiye'nin aday olduğunu söylüyorum, Türkiye de katılım için elinden geleni yapmalı. Türkiye, Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını da uyguluyor. Ancak her konuda mahkeme kararına uyması gerekiyor. AİHM'de kazandığınızda mutlu olup, kaybettiğinizde kararları uygulamamak gibi bir şey olamaz. Türkiye'nin demokrasi konusunda çok kötü olan ülkelerle yan yana anılmasını anlayamıyorum. AB'ye katılım süreci mesajı vermek istiyorsanız, ilk uygulamanız mahkeme kararlarına uymaktır. AİHM kararlarını uygulayacak olursanız, Avrupa'ya güzel bir mesaj verilmiş olur. Avrupa Komisyonu'nun daha iyimser mesajlar verdiği tek alan Sayın Şimşek'in ekonomi politikaları. Net bir şekilde görülüyor ki ülke ekonomik hedeflerine ulaşma yolunda ilerliyor" diye konuştu.