Emine Erdoğan, Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla huzurevi sakinleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen iftarda bir araya geldi. Buradaki konuşmasında milletin evi külliyede, huzurevi sakinlerini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, ramazanın en güzel ve özlenen yanlarından birisinin de insanları sevdikleriyle buluşturan bereketli sofraları olduğunu kaydetti.

İftar masasının, ailenin genç, yaşlı, uzak, yakın tüm fertlerini etrafında topladığını ifade eden Emine Erdoğan, "Sofralarımızın baş köşesi ise aileyi birleştiren, bir arada tutan büyüklerimize ayrılır. Nitekim, kültürümüzde ve manevi dünyamızda, yaşlılığın müstesna bir değeri vardır." diye konuştu.

Anadolu geleneğinde yaş almanın "hayatın deneyimleri ve hikmetleriyle yoğrulmak" demek olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, "Saça ve sakala düşen aklar, emeğin, alın terinin ve arifliğin izidir." dedi.

Yaşlıların, hayatın her aşamasında deneyimlerinden yararlanılması gereken birer hazine, engin birer okyanus gibi görülmesi gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, kitaplarda yazmayan, hayata ve geçmişe dair bilgilerin yaşlıların hafızasında saklı olduğunu söyledi.

Alanyaspor'dan farklı tarife Alanyaspor'dan farklı tarife

Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Zira büyüklerimiz, yakın tarihimizin canlı tanıkları, binlerce yıllık kültürümüzün manevi taşıyıcılarıdır. Yaşlıları ile bağ kuramayan bir toplum, geçmişin birikimiyle donanmış eşsiz bir pusuladan mahrum kalıyor demektir. Ne yazık ki modern çağın kabulleri, ebedi gençliği yücelterek, yaşlılığı normalin dışına itmeye çalışıyor. Halbuki, güçlü bireylerden oluşan güçlü bir toplum, hayatın bütün evreleriyle barışık bir yaşam biçimiyle mümkündür. Böylesi bir toplum, gençliğin dinamizmi ile yaşlılığın bilgeliğini harmanlayabilen ülkelerin erişebileceği bir idealdir."