Üç kardeş 14 Temmuz 2016'da İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek yıllardır içlerinde tuttukları sırrı anlatmıştı. İddiaya göre Arnavutköy'de yaşayan 9 çocuk babası Hüseyin K.(57) 2003'de 15 aylık oğlu Armağan'ı döverek öldürmüştü. Yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan İddianamede, 2003 yılının kış aylarında, kesin olarak tespit edilemeyen bir tarihte 15 aylık Armağan'ı kablo ile başına vurarak, tekme ve yumruk atarak eşarp ile boğazını sıkarak ve duvara atarak darp ettiği, darp sonucu öldüğü belirtilmişti. Babanın "Olası kastla çocuğunu öldürme" suçundan müebbet hapsi istenmişti.

BABA 21 YIL SONRA TUTUKLANDI

Mahkeme heyeti, geçtiğimiz celselerde sanık baba Hüseyin K.'nın tutuklanmasına karar vermişti. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Hüseyin K. Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, şikâyetçi çocuklardan Vefa K. de geldi. Aile Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu.

SAVCI AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEDİ

Duruşma savcısı önceki mütalaasını tekrar ederek sanık baba Hüseyin K'nın çocuğun ölümünü yetkililere haber vermeden hayatın olağan akışına aykırı şekilde gizlediği, sanığın suç delillerinin ortaya çıkmaması için bebeği bir başka bebeğin gömülü olduğu yere gömdüğü gerekçesiyle "Kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Şikayetçi Vefa K. sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.

SANIK BABA SUÇLAMALARI REDDETTİ

Son savunması sorulan sanık Hüseyin K. "Bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. İnsafsızca vicdansızca akıl dışı şeyler iddia ediliyor. İnsaflı olan, sağduyulu olan biri, bu çocuklar neden babasını yok etmeye çalışıyor diye sorar. Eğitimli bir insanım, 15 aylık bir bebeğe bunu nasıl yapabilirim" dedi. Suçlamaları reddeden sanık baba, "Bunların arkasında gizli bir güç var. Bizde kadınlar cenaze defnetmeye gelmez, ben çocuğu defnederken annesi o yüzden gelmedi. Ben radikal bir dinci değilim, ben çok özgür aile hayatı yaşayan, modern biriyim. 2016 yılında iki kızım aileyi toplayıp 'Baba biz ayrı yaşamak istiyoruz' dediler. Neden diye sorduğumda bana gerekçe gösteremediler. Bu işlerin başlangıç noktası budur. Beni o yıldan beri yok etmeye çalışıyorlar. Ertesi gün sabah kalktığımızda kızlarım evde yoktu. Kızlarımın sosyal medyadaki paylaşımlarına girip bakın. En radikal dinci olsam onları gidip infaz ederdim. Ben namaz bile kılmıyorum. Bana çocuklarımın attığı iftiraları anlayabiliyorum karanlık insanlara bulaştılar. Cani bir baba gidip çocuğunu yıkayıp, defnedip, namazını kılar mı? Gidip atardım bir köşeye" diye konuştu.

"YAŞASAYDI BELKİ BİLİM ADAMI OLURDU"

Sanık Hüseyin K. olay gecesini ise şöyle anlattı: "Vefat eden çocuğumun kapasitesi, zekâsı çok farklıydı. Yaşasaydı belki bilim adamı olurdu. O akşam bebeğimiz sağlıklı olarak yattı. Eşim lavabo için kalktığında Armağan'a bakmış bir hareketsizlik görmüştü. Ben kalkıp nabzına baktığımda ölmüştü. O gece eşimle sabaha kadar ağladık. Çocuklar kalktığında bir üzüntü yaşamasınlar diye bebeği alıp eşimle banyoda yıkadık. Arkadaşımla birlikte Armağanımı aldık Arnavutköy merkezdeki mezarlığa götürdük" şeklinde konuştu.

BERAATINI İSTEDİ

Orada boş bir yer bulduğunu, mezarı kazdığını ve usulüne uygun namaz kıldığını ileri süren baba," Benim bir suçum yok sadece definden sonra gittiğim için usul eksikliği yapıldı. Başka bir durum yoktur. Armağan öldüğünde çocuklarımın biri 3 aylık biri 2 yaşında diğerleri de farklı farklı yaşlardaydı. Hepsinin aynı ifadeyi vermesi de hayatın olağan akışına aykırıdır" dedi. Son sözü sorulan sanık baba, beraatını talep etti.

MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

Kendimi Barbie gibi hissediyorum Kendimi Barbie gibi hissediyorum

Mahkeme heyeti sanık Hüseyin K.'yı "Kendini beden bakımından savunamayacak durumda bulunan çocuğunu kasten öldürme" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Cezanın sanık üzerindeki olası etkilerini dikkate alan heyet, cezayı müebbet hapis cezasına indirerek tutukluluk halinin devamına hükmetti.