Barış Manço'nun şarkısında geçen Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'nın hikayesini biliyor musunuz?
"Sarı Çizmeli Mehmet Ağa" deyimi, günlük hayatımızda kim olduğu bilinmeyen kişiler için sıkça kullanılır. Ancak deyimin ilham kaynağı olan gerçek Mehmet Ağa, 1800'lü yıllarda KKTC'nin Göçeri köyünde yaşamış bir toprak ağasıydı.
1971 yılında Kıbrıs'a konser için giden Barış Manço, köylülerden Mehmet Ağa'nın hikayesini öğrenir ve bu unutulmaz karakteri müziğe taşır.
Mehmet Ağa, aslen Karamanlı bir ağadır ve Osmanlı yetkilileri tarafından Girne'de büyük bir arsa ile ödüllendirilir. Karaman'daki tarım ve hayvancılık deneyimini Kıbrıs'ta da sürdürmek isteyen Ağa, beş kardeşiyle birlikte Göçeri'ye göçer. Köyün adı, Yörüklerin konar-göçer yaşam biçiminden gelir. 1800'lü yıllarda binlerce insan onun çiftliklerinde çalışır; Mehmet Ağa, 3 bin dönümlük toprağıyla büyük bir aileyi yönetir.
Mehmet Ağa'nın ünü sadece servetiyle değil, yardımseverliğiyle de yayılmıştır. Kavgalıları barıştırır, bekarları evlendirir, ev ve toprak bağışında bulunur. Fakir bir köylü kahvehaneye gittiğinde hesabı ödeyemezse, borcu direkt olarak Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'ya yazılırmış. Şehre indiğinde esnaf onu tanır ve ihtiyaç sahiplerinin veresiye borçlarını hesap eder; hepsini ödermiş. Hayatı boyunca yardımlarla anılan Mehmet Ağa, tüm servetine rağmen ömrünün sonunda parasız bir şekilde vefat eder.
Barış Manço, 1971'de duyduğu bu hikayeyi araştırır ve eserini müzik dünyasına kazandırır. 1982 yılında Mehmet Ağa'nın mezarını bulur ve bir mezar taşı yaptırır. Manço, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'ya şöyle atıfta bulunur:
"Yoksul görsen besle kaymak bal ile Garipleri giydir ipek şal ile Öksüz görsen sar kanadın kolunu Kimse göçmez bu dünyadan mal ile..."