DÜNYA

Çin'den APEC Zirvesi Şartı: Tayvan 'Tek Çin' İlkesini Kabul Edecek

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Pekin'de düzenlenen basın toplantısında, Taipei yönetiminin, Çin'in zirveye katılım için çok sayıda şart öne sürdüğü iddialarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2026'da Çin'in Şıncın şehrinde düzenlenecek Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi'ne katılmasının ön koşulunun "tek Çin" ilkesine bağlılık ve örgütün bu konudaki kurallarına uyması olduğunu belirtti.

Abone Ol

Çin, egemenlik ihtilafı içinde olduğu Tayvan'ın 2026'da Çin'in Şıncın şehrinde düzenlenecek Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi'ne katılmasının ön koşulunun "tek Çin" ilkesine bağlılık ve örgütün bu konudaki kurallarına uyması olduğunu belirtti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Pekin'de düzenlenen basın toplantısında, Taipei yönetiminin, Çin'in zirveye katılım için çok sayıda şart öne sürdüğü iddialarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Çin'in, Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki temsiline ilişkin tutumunun açık ve net olduğunu ifade eden Sözcü Mao, Çin Taipeisi'nin APEC'in ilgili mutabakat zaptında yer alan düzenlemelere bağlı kalması, 'tek Çin' ilkesi dahilinde bir bölgesel ekonomi olarak zirveye katılmasının siyasi ön koşuludur." ifadesini kullandı.

APEC üyeleri 1992 yılında imzaladıkları mutabakat zaptıyla Tayvan'ın "Çin Taipeisi" adıyla örgüt çalışmalarına katılmasına karar vermişti.

Mutabakatta, Tayvan'ın "tek Çin" ilkesine bağlılık kaydıyla örgütte yer alabileceği ve örgüt toplantılarında lider düzeyinde değil bakan düzeyinde temsil edilebileceği belirtilmişti.

TAYVAN: ÇİN, ZİRVEYE KATILIM İÇİN ÇOK SAYIDA ŞART ÖNE SÜRÜYOR

Tayvan Dışişleri Bakanı Lin Chia-lung, bugün Yasama Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada Pekin yönetiminin, zirvenin ev sahipliğine talip olurken "Tayvan'ın eşit katılımını sağlayacağına" dair yaptığı yazılı taahhüde uymadığını ileri sürdü.

Pekin yönetiminin Tayvanlı katılımcıların güvenliği dahil Tayvan'ın eşit katılımına dair taahhütlerde bulunduğunu ifade eden Bakan Lin, "Çin şimdi bize gelecek yıl Şıncın'daki APEC Zirvesi'ne katılım için çok sayıda şart öne sürüyor. Haklarımızı koruyacağız ve benzer görüşteki ülkelere eşgüdüm içinde bu eylemlere karşı koyacağız." şeklinde konuştu.

Çin, 31 Ekim-1 Kasım tarihlerinde Güney Kore'nin Gyeongju şehrinde düzenlenen APEC Zirvesi'nde Japonya Başbakanı Takaiçi Sanae'nin Tayvan temsilcisi, eski Başbakan Yardımcısı Lin Hsin-i ile görüştüğü için Tokyo yönetimini protesto etmişti.

Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada görüşmenin, Tayvan'ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçlere yanlış mesaj verdiği savunulmuştu.

ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI

Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Koumintang) güçleri ile Mao Zıdong önderliğindeki Çin Komünist Partisi güçleri arasında yaşanan iç savaşta galip gelen komünistler, 1 Ekim 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmişti.

İç savaşı kaybeden Koumintang üyeleri ise Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek, burada geçici hükümet kurmuştu.

Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından kurulan Birleşmiş Milletler'de (BM) Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Pekin hükümeti, Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmişti.

Çin'in topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949'dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık ve egemenlik ihtilafı sürüyor.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini vurgulayarak, Tayvan'ın diplomatik ilişkiler kurmasına, BM ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kesmesini şart koşuyor.

Son yıllarda Tayvan üzerindeki askeri baskıyı artıran Pekin yönetimi, Ada'nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımını dışlamayacağını vurguluyor.