Bağırsakta hava birikimi, etkilenen kişiler için oldukça rahatsız edici ve can sıkıcı bir durumdur. Toksinlik hissi, bağırsaklarda ses çıkması ve ağrılı şişkinlik gibi sindirim sorunları, günlük yaşamın kalitesini ciddi şekilde sınırlandırabilir. Bu tür rahatsızlıkların temelinde çoğu zaman belirli gıdalar veya bozulmuş bağırsak florası yatmaktadır. Bağırsakta aşırı hava oluşumunun nedenlerini anlamak, sorunun çözümü için ilk adımdır.
Beslenme alışkanlıkları şişkinliğin başlıca sebebi
Çoğu durumda bağırsakta hava birikimi, beslenme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır. Bazı insanların bağırsakları, çok fazla çiğ gıda, büyük miktarda meyve ve baklagiller ile şişkinliğe yol açan sebzeler karşısında artan gazlarla tepki vermektedir. Soğan, lahana, sarımsak ve biber gibi sebzeler özellikle bu kategoride yer almaktadır. Tam tahıl ürünleri de sindirim sistemi için zorluk oluşturabilir ve şişkinliği tetikleyebilir. Stres ve yetersiz çiğneme de bağırsakta hava birikimini teşvik eden önemli faktörlerdir. Alkol tüketimi ve sorbit gibi yapay şeker ikamesi maddeler de benzer şekilde şişkinliği artırabilmektedir. Bu nedenle yemek alırken yeterli zaman ayırmak ve beslenme seçimlerine dikkat etmek oldukça önemlidir.
Fruktoz intoleransı: meyve şekerinin bağırsaklar üzerindeki etkisi
Fruktoz sadece meyve, sebze, meyve suları ve balda bulunmaz. Meyve şekeri, birçok şekerleme, limonata, light ürün ve hazır yemeklere tatlandırıcı olarak eklenmektedir. Ancak her insan yalnızca belirli bir miktarda meyve şekerini tolere edebilmektedir. Tahmini olarak günde 30 ila 50 gram arasında bir miktarın tolere edilebileceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, birçok kişide bu miktar çok daha azdır ve daha az meyve şekeri tüketiminde bile sorunlar ortaya çıkabilir.
İnce bağırsakta bulunan belirli enzimler, Fruktoz-1-Fosfat-Aldolaz olarak adlandırılan bu enzimler, meyve şekerini vücut içine taşımaktan sorumludur. Enzimler aşırı yüklenirse ve şeker kalın bağırsağa ulaşırsa, orada bulunan bakteriler tarafından parçalanmaktadır. Bu sürecin sonucu şişkinlik, ishal, karın ağrısı ve bulantı gibi rahatsızlıklardır. Uzmanlar, yetişkin popülasyonun yaklaşık yüzde 30'unun çok fazla meyve şekerinde sorun yaşadığını, yani fruktoz intoleransı olarak da adlandırılan fruktoz malabsorpsiyonu ile uğraştığını tahmin etmektedir. Bu oran oldukça yüksek olup, birçok insanın farkında olmadığı bir sorundur.
Laktoz intoleransı: süt şekerinin sindirim sistemine etkileri
Laktoz intoleransında, yani süt şekeri intoleransında, ince bağırsakta süt şekerini glikoz ve galaktoza ayıran laktaz enzimi eksiktir veya yetersiz miktardadır. Böylece süt şekeri kalın bağırsağa ulaşır ve orada bulunan bakteriler tarafından parçalanmaktadır. Bu parçalanma süreci karbondioksit, metan ve hidrojen gazı oluşturur ve şişkinlik, ishal, karın ağrısı ve bulantı gibi ciddi rahatsızlıklara neden olmaktadır. Alman Beslenme Derneği'nin tahminlerine göre, popülasyonun yaklaşık yüzde 15 ila 20'si süt şekeri intoleransından muzdariptir.
Laktoz sadece süt ve süt ürünlerinde bulunmamaktadır. Çoğu hazır yemek, bunlar arasında paket çorbalar, konserve yemekler, tatlılar, kek karışımları ve dondurulmuş gıdalar, süt şekeri içermektedir. Bu, gıda üreticileri için popüler bir malzemedir çünkü ucuzdur, iyi bir stabilizatör ve aroma taşıyıcısıdır. Ayrıca birçok ürünün doğru kıvamını ve ağızda hoş bir his sağlamaktadır. Hatta ilaçlarda da laktoz, taşıyıcı madde olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Bu nedenle laktoz intoleransı olan kişiler, sadece gıda değil, ilaçlar konusunda da dikkatli olmalıdır.
Gluten intoleransı: tahıl ürünlerinin bağırsaklarda oluşturduğu sorunlar
Gluten intoleransında, çölyak hastalığı olarak da bilinen bu durumda, birçok tahıl türünde bulunan yapışkan protein olan gluten'e karşı bir intolerans söz konusudur. Etkilenen kişiler buğday, yazlık buğday, çavdar, arpa ve avena karşısında şişkinlik, kronik ishal, mide krampları, bulantı ve kusma ile tepki vermektedir. İnce bağırsakta vücudun bağışıklık tepkisi nedeniyle bir iltihaplanma oluşur ve bu uzun vadede bağırsak mukozasına zarar vermektedir. Beslenme yetersizliği ortaya çıkabilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Alman Çölyak Derneği'ne göre, Almanya'da yaklaşık 100 kişiden biri etkilenmektedir. Ancak etkilenen kişilerin hepsi güçlü sindirim sorunları göstermemektedir; bazıları hafif semptomlar yaşayabilir.
Şişkinliğe karşı etkili çözüm yöntemleri
Yukarıda adı geçen tetikleyicilerde, sorunu çözmek için miktarı azaltmak ve yemek için yeterli zaman ayırmak genellikle yardımcı olmaktadır. Çiğnemeye de yeterli zaman ayırmak sindirim sistemini desteklemektedir. Küçük yemek porsiyonları genel olarak sindirim sistemini rahatlatmaktadır. Hareket ve fiziksel aktivite de bağırsağın çalışmasını desteklemektedir. Kimyon ve rezene çayı kramp giderici etki göstermektedir. Acil durumlarda, simetikon ve dimetikon gibi etken maddeler içeren kısa vadeli köpük giderici ilaçlar şişkinliğe karşı yardımcı olmaktadır. Bu ilaçlar hızlı rahatlama sağlayabilir.
Şişkinlik sorununda doktor ziyareti ne zaman gerekli
Alman Gastroenteroloji Derneği'ne göre, günde 20 ila 30 kez veya daha sık rüzgar çıkması artık normal bir durum değildir. Bu durumda bir doktor tarafından nedeni araştırılmalıdır. Özellikle şişkinlikler ev ilaçları ve beslenme ayarlaması ile hafiflemezse ve karın krampları, ishal, kabızlık, bulantı, kusma veya hatta dışkıda kan gibi ek rahatsızlıklar ortaya çıkarsa, tıbbi müdahale gereklidir. Şişkinlik ve güçlü sindirim sorunlarının olası tetikleyicileri çeşitlidir. Sinirli mide, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi kronik bağırsak hastalıkları ve tümörler tetikleyici olarak söz konusu olabilir. Sıklıkla fruktoz intoleransı, laktoz intoleransı ve çölyak gibi gıda intoleransları rahatsızlıkların arkasında yatmaktadır. Doktor, uygun testler yaparak gerçek nedeni belirleyebilir ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturabilir.




